top of page

Düşüncelerin Hayatımıza Etkileri

Dış dünyada ve çevremizde olaylara karşı iç dünyamızda neler oluyor… Biraz yakından bakalım mı? Zihnimizdeki görüntü ve sesler, hissettiğimiz duygular ve bedenimizdeki duyumsamalar iç dünyamızın ana karakterleridir. Çoğu zaman otomatik olarak yaptığımızı sandığımız davranışlarımız da, aslında bu içsel süreçlerin etkisindedir. Bilişsel kurama göre; olaylar hakkındaki düşünceler, duyguları ve bedensel tepkileri etkiler. Bunların sonucu olarak da davranışsal tepkilerimiz ortaya çıkar.

Örneğin günlük hayatta sizi gördüğü halde selam vermeyen bir arkadaşınız olsun. Eğer bu durumda zihninizden ‘’Beni görmezden geldi, beni umursamadı!’’ diye düşünceler geçerse, hissettiğiniz duygu kırgınlık ve öfke olabilir. Sonrasında arkadaşınızdan uzaklaşmak ve ona soğuk davranmak gibi bir davranış göstermeniz daha olası bir hale gelir. Fakat aynı olay zihninizde ‘’Beni farketmeyecek kadar dalgın! acaba ne sıkıntısı var?’’ diye yorumlanırsa, üzüntü ve merhamet duygusuyla arkadaşınıza daha sıcak ve samimi davranabilirsiniz. Gördüğünüz gibi dış dünyadaki aynı olaya, iç dünyamızda olan farklılıklar nedeniyle oldukça farklı tepkiler verebiliyoruz. Bu tepkiler zamanla alışkanlıklarımızı ve karakterimizi de etkileyerek hayatımıza yön verebilir.





Düşünceleri 3 başlıkta inceleyebiliriz.

1-      Anlık (otomatik) düşünceler

2-      Uzayan düşünceler

3-      İnançlar


1-Anlık Düşünceler

Herhangi bir olayı yaşarken veya olayı hatırladığımızda otomatik olarak gelen düşüncelerdir. Bunlar sözel içerikli olabileceği gibi sadece imgesel de olabilir. Yukarıda verdiğim selam metaforundaki düşünceler de buna örnektir. Günlük hayatta zihnimizden binlerce anlık düşünce geçer. Bunlar bilinç düzeyinde olmasına rağmen çoğu zaman farketmeyiz. Fakat biraz dikkat ettiğimizde, duyguların da yardımıyla anlık düşüncelerimizi bulabiliriz.

2-Uzayan Düşünceler

Anlık düşünceyi trenin lokomotifine benzetirsek, uzayan düşünceler bir trenin vagonları gibi uzayıp giden zihinsel süreçlerdir. Bu süreçler sorun çözme, anlamlandırma, ders çıkarma ya da önlem almak gibi işlevsel olabilir. Öte yandan endişe, ruminasyon ve analizlere dönüşerek psikolojik sorunlara da zemin oluşturabilir.

3-İnançlar ve Şemalar

Düşüncelerden biraz daha güçlü olan kurallar ve varsayımlardır. Bilgi işleme sürecinin altında yatan inançlar, erken çocukluk yaşlarından itibaren aile, çevre ve yaşantılarla oluşur. İnançlarımız dış dünya, diğer insanlar ve kendimizle ilgili alanlarda yoğunlaşır. Bunlar olumlu (başarılıyım, sevilen biriyim) olabileceği gibi, olumsuz da (yetersizim, dayanıksızım) olabilir. Bu kök inançlarla bağlantılı ara inançlarımız da gelişir(Başarılı olursam sevilirim, hata yapmak yetersizliktir gibi…).

Öte yandan duygu ve düşüncelerimiz hakkında da inançlarımız vardır.. Örneğin; ‘’Kötüyü düşünmek kötü bir şey olma ihtimalini artırır!’’ ya da ‘’Kaygılanmak yetersizliktir!’’ gibi… Bunlara da metainanç ya da üst-bilişsel süreçler denir.

 

Gördüğünüz gibi iç dünyamız da farkettiğimiz ya da çoğunu farkedemediğimiz bir çok şey olmakta. Bu yazıda biraz düşünce süreçlerine genel bir giriş yaptık. Daha sonraki yazılarda devam edeceğiz.


Dr. Mustafa İspir

bottom of page